İçeriğe geç

İcmâ kıyas ne anlama gelir ?

İcmâ ve Kıyas Ne Anlama Gelir?

İslam hukukunda, dinî hükümlerin belirlenmesinde temel kaynaklar arasında yer alan icmâ ve kıyas, fıkhın evrensel ve dinamik yapısını anlamada önemli birer anahtardır. Bu yazıda, bu iki kavramın anlamını, tarihsel gelişimini ve günümüzdeki akademik tartışmalarını ele alacağız.

İcmâ: Alimlerin Görüş Birliği

İcmâ, Arapça kökenli bir kelime olup “ittifak” veya “görüş birliği” anlamına gelir. İslam hukukunda, icmâ, bir dinî mesele hakkında müctehidlerin (derinlemesine bilgi sahibi alimlerin) görüş birliği sağlamasıdır. Hz. Peygamber’in vefatından sonra, sahâbe ve onların takipçileri, karşılaştıkları yeni meselelerde Kur’an ve Sünnet’e dayanarak hüküm vermişlerdir. Bu süreç, icmâ kavramının temellerini atmıştır. İcmâ, özellikle fıkıh usulünde, Kur’an ve Sünnet’ten sonra gelen önemli bir delil olarak kabul edilir.

İcmâ’nın geçerli olabilmesi için bazı şartlar aranır:

  • Alimlerin Görüş Birliği: İcmâ, yalnızca müctehidlerin görüş birliğiyle geçerlidir. Avamın (halkın) görüşleri, icmâ için yeterli değildir.
  • Şer’î Konu: İcmâ, dinî bir mesele hakkında olmalıdır. Dünya işleri veya örfî konular icmâ kapsamına girmez.
  • Zamanın Geçmiş Olmaması: İcmâ, Peygamber’in vefatından sonra gerçekleşmelidir. Sahâbe döneminde yapılan icmâ’lar, sonraki nesiller için bağlayıcıdır.

İcmâ, fıkıh kitaplarında genellikle “sarih icmâ” (açıkça ifade edilen görüş birliği) ve “sükûtî icmâ” (sessiz kalma yoluyla ifade edilen görüş birliği) olarak ikiye ayrılır. Sarih icmâ, daha güçlü bir delil olarak kabul edilirken, sükûtî icmâ konusunda alimler arasında farklı görüşler bulunmaktadır.

Kıyas: Benzerlik Yoluyla Hüküm Çıkarmak

Kıyas, Arapça “ölçme” veya “karşılaştırma” anlamına gelir. İslam hukukunda, kıyas, hakkında açık bir hüküm bulunmayan bir meseleye, hükmü bilinen bir meseleye benzerlik yoluyla hüküm vermektir. Kıyasın temel unsurları şunlardır:

  • Asıl (asl): Hükmü açıkça belirtilen mesele (örneğin, şarap içmenin haram olması).
  • Fer’ (far): Hükmü açıkça belirtilmeyen yeni mesele (örneğin, alkollü içeceklerin haram olup olmadığı).
  • İllet (sebep): Asıl ve fer’ arasında ortak olan özellik (örneğin, sarhoş edici olma durumu).
  • Hüküm: Asıl meseleye verilen hükmün fer’ meselesine uygulanması (örneğin, alkollü içeceklerin de haram olması).

Kıyas, fıkıh usulünde, Kur’an, Sünnet ve İcmâ’dan sonra gelen önemli bir delil olarak kabul edilir. Ancak kıyasın geçerli olabilmesi için, asıl ve fer’ arasında ortak bir illetin bulunması gerekmektedir. Ayrıca, kıyasın dayandığı illetin, asıl meseledeki hükmü etkileyen temel özellik olması gerekir.

İcmâ ve Kıyasın Tarihsel Gelişimi

İcmâ ve kıyas, İslam hukukunun erken dönemlerinden itibaren önemli birer delil olmuştur. Sahâbe döneminde, karşılaşılan yeni meselelerde, Kur’an ve Sünnet’e dayanarak hüküm verilmiştir. Bu süreç, icmâ’nın temellerini atmıştır. Tabiîn ve tebe-i tabiîn dönemlerinde ise, alimler, karşılaştıkları yeni meselelerde, kıyas yöntemini kullanarak hüküm vermişlerdir. Bu dönemde, kıyasın usulü ve şartları üzerinde yoğunlaşılmıştır.

İcmâ ve kıyas, özellikle Emevîler ve Abbâsîler dönemlerinde, fıkıh usulünün gelişmesiyle birlikte daha sistematik hale gelmiştir. Hanefî, Şâfiî, Mâlikî ve Hanbelî mezhepleri, icmâ ve kıyasın farklı yönlerini ele almış ve kendi içtihatlarını oluşturmuşlardır. Bu süreç, İslam hukukunun zenginleşmesine ve çeşitlenmesine katkı sağlamıştır.

Günümüzdeki Akademik Tartışmalar

Günümüzde, icmâ ve kıyasın rolü, özellikle modern hukuk sistemleriyle karşılaştırıldığında tartışma konusu olmuştur. Bazı akademisyenler, icmâ ve kıyasın, çağdaş toplumların ihtiyaçlarına cevap veremediğini savunurken, diğerleri, bu yöntemlerin İslam hukukunun esnekliğini ve evrenselliğini gösterdiğini belirtmektedir. Ayrıca, sükûtî icmâ’nın geçerliliği konusunda da farklı görüşler bulunmaktadır. Bazı alimler, sükûtî icmâ’yı da geçerli bir delil olarak kabul ederken, diğerleri yalnızca sarih icmâ’yı kabul etmektedir.

Modern dönemde, icmâ ve kıyasın uygulanabilirliği, özellikle sosyal değişimlerin hızlandığı toplumlarda daha fazla sorgulanmaktadır. Ancak, bu tartışmaların temelinde, İslam hukukunun temel kaynaklarının nasıl anlaşılması ve uygulanması gerektiği sorusu yatmaktadır. İcmâ ve kıyas, bu bağlamda, İslam hukukunun dinamik yapısını ve değişen koşullara uyum sağlama yeteneğini gösteren önemli yöntemlerdir.

Sonuç

İcmâ ve kıyas, İslam hukukunun temel kaynaklarından olup, dinî hükümlerin belirlenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. İcmâ, alimlerin bir konuda görüş birliği sağlamasıyla oluşurken, kıyas, benzerlik yoluyla yeni meselelerin hükme bağlanmasını sağlar. Her iki yöntem de, İslam hukukunun esnekliğini ve evrenselliğini gösterir. Ancak, çağdaş toplumların ihtiyaçları doğrultusunda, bu yöntemlerin nasıl uygulanması gerektiği konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Bu tartışmalar, İslam hukukunun dinamik yapısının bir yansımasıdır ve gelecekte de devam edecektir.

Etiketler: İcmâ, Kıyas, İslam Hukuku, Fıkıh, İslam Hukukunda Deliller, İcmâ ve Kıyasın Tarihsel Gelişimi, Modern İslam Hukuku

::contentReference[oaicite:0]{index=0}

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
hiltonbet güncel giriştulipbet.online