İçeriğe geç

Miskinler Tekkesi ne zaman ?

Miskinler Tekkesi Ne Zaman?

Bazen geçmiş, bir anın içinde bizi yakalar ve öylece sarıp sarmalar ki, zamanın ne kadar hızla geçtiğini unuturuz. Kayseri’nin o kasvetli kış günlerinden birinde, bir sabah, ben de böyle bir duygunun içine düşmüştüm. Gözlerim hala uykulu, kafamda binbir düşünceyle Miskinler Tekkesi’nin o eski duvarlarına adım atarken, zamanın bir yerlerde durduğunu düşündüm. Peki, Miskinler Tekkesi ne zaman? Bunu düşündüm ama aslında asıl soru, “ben şimdi neredeyim?”di.

Tekkede Bir Gün

O sabah Kayseri’nin sanki her yeri buğuluydu. Ne sokaklar ne de insanlar netti, her şey bir sis perdesinin ardındaydı. Miskinler Tekkesi’ne gitmeye karar vermiştim. Kimseyi aramamıştım, sadece kendimi kaybolmuş gibi hissediyordum. Herkesin bir amacı vardı, bir işte çalışıyor, bir yere yetişiyordu. Ama ben, her şeyin dışında, yavaşça adım atarak Tekkeler Caddesi’ne ilerledim.

Miskinler Tekkesi’nin o taş duvarları, yılların yorgunluğunu taşıyor gibiydi. Zaman ne kadar da yavaş geçmişti burada. O an anladım; bu yer sadece bir tekke değil, zamanın bile başka bir şekilde akmaya başladığı bir alan. Kafamdaki binlerce düşünceyi, hayatımda neden bu kadar koşturduğumu, neden hep bir şeylere yetişmeye çalıştığımı sorguladım. Tekkede bir gün geçirmek, bana gerçek anlamda durmayı öğretiyor gibiydi.

Hayal Kırıklığı: Zamanı Bulamamıştım

İçeri girdiğimde, beni sessiz bir huzur karşıladı. Hiçbir şey ses yapmıyordu; duvarlar, taşlar, her şey yerli yerindeydi. Ama bir anda içimi bir hayal kırıklığı sardı. Evet, Miskinler Tekkesi gerçekten bir tür zaman duraklaması gibi görünüyordu, ama ben hala bir şeyler eksik hissediyordum. Bir yer arıyordum, geçmişin ya da bugünün kaybolmuş zamanlarını arıyordum. Ama burada, bu taşların arasında, hiçbir şey bulamıyordum.

Bazen insan bir şeyleri kaybettiğinde, yerine ne koyacağını bilmez ya, işte ben de öyle hissettim. Bir tür sessizlik vardı, ama o sessizlik beni boğuyordu. İnsanların burada eski zamanlarda huzur aradığını düşünüyordum. Ama ben aradığımı bulamıyordum, kaybolmuş gibiydim. Zamanın içinde kaybolmuş ama bir türlü bulamayan bir insan gibi. Miskinler Tekkesi’ne neden geldiğimi hatırladım, ama burada geçirdiğim dakikalar bana aslında başka bir soruyu sordurdu: “Gerçekten bir şeyleri bulmak için arıyor muyum, yoksa sadece kaybolmak mı istiyorum?”

Umut: Zamanla Birlikte Değişmek

Biraz daha ilerledim, her köşe başında başka bir dünyaya adım atıyordum. Bir grup insan dua ediyordu, başka bir köşede eski bir adam elinde bir tesbih sallıyordu. Bir şeylerin doğru olduğunu hissedebiliyordum. Zihnim bir anda temizlendi. O an, zamanın burada gerçekten durduğunu fark ettim. Burada “ne zaman” sorusunu sormanın anlamı yoktu. Zaman sadece akıyordu, hem de en sessiz şekilde.

Bir an için düşündüm, belki de işte bu yüzden bu tekke Miskinler Tekkesi diye anılıyordu. Burada “talanmış” insanlar, durmayı öğreniyorlardı. Kimse koşturmak zorunda değildi. İnsanlar zamanı değil, zamanı anlamayı keşfettikleri yerdi burası. İçimde bir umut belirdi. Belki de ben, “ne zaman” sorusunun cevabını bulmak için çok fazla bekliyordum. Zamanın kaybolmadığını, sadece değiştiğini fark ettim.

Gözlerim biraz daha netleşti, içimde bir rahatlama hissettim. Miskinler Tekkesi, kaybolduğum yer değil, aslında bulduğum yerdi. Zamanın ne zaman başladığını ve ne zaman sona ereceğini artık dert etmiyordum. Burada, geçmişin izlerini sürebilir ya da geleceği düşleyebilirdim ama aslında yalnızca şu an vardı.

Bir Gün Daha Geçmiş Olacak

Birkaç saat sonra, tekkenin içinde dolaşırken zamanın ne kadar hızlı geçtiğini fark ettim. Sabah gittiğimdeki o kaybolmuş, bulamayan ruhumdan eser yoktu. Huzur bulmuştum, hem de hiç beklemediğim bir şekilde. Miskinler Tekkesi’nde, zamanın ne zaman durduğunu değil, ne zaman yeniden başlaması gerektiğini öğrendim. Ve belki de gerçekten burası, insanların ne zaman durmayı bilmesi gerektiğini fark ettikleri bir yerdi.

O an düşündüm: “Miskinler Tekkesi ne zaman?” Cevap belki de çok basitti. Zaman her an her yerdeydi, ama önemli olan onu nasıl yaşadığımızdı. Bunu düşündüm ve tekkenin sessizliğine bıraktım kendimi. Bir sonraki adımı atarken, kaybolmuş olsam da aslında her şeyin doğru yerde olduğunu fark ettim.

Ve işte, hayat bazen böyle yerlerde duruyor. Miskinler Tekkesi, zamanın içinde kaybolanların değil, zamanla değişenlerin buluştuğu yerdi. Bu bana en büyük dersi verdi: Zaman ne zaman başlar, ne zaman biter? Bu soruya cevap bulmak için belki de gerçekten durmak gerekiyordu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
hiltonbet güncel giriştulipbet.online